Allah için buğzedip, Allah için severek,
Muhabbet boyasıyla boyanıp; ülfet oldular.
Ya hayrı konuşur, ya susardı dilleri;
Hakkı, sabrı söyleyip, anlatıp; senet oldular.
Her devri eritirken çirkin, korkunç rüzgârı,
Peygambere inanıp, güvenip ümmet oldular.
Nefsine hoş geleni her mümine dileyip,
Birbirinin aynası, âdeta sûret oldular.
Eşi, benzeri olmaz medeniyetleri kurup;
Pahaları bulunmaz mücevher, servet oldular.
İslâm’ı hâkim kılıp hayatın her zerresine,
Kur’ân’ın ahkâmıyla yürüyüp, devlet oldular.
Onlar bir numûneydi bütün Müslümanlara;
Kadın, erkek ve çocuğu ibret, örnek oldular.
Müslümanca yaşayıp, Müslümanca öldüler;
Ölümü vuslat bilip; Cennet oldular…